Son dönemlerde yaşadığımız olağanüstü fiyat artışları ile birlikte yalnızca fiyat etiketlerinde değil hayatımızda da birçok şey değişmeye başladı. Sosyal aktivite, günlük hayat rutini ve daha birçok şey… İnsanların günlük hayat koşturmasından bir nebze de olsa uzaklaşabildiği anlar dışarıda arkadaşları ya da aileleri ile geçirdikleri zaman, yemeğe gitmek ya da bir şeyler içmek, sinema ya da tiyatroya gitmek gibi yaptıkları aktivitelerdi. Hepimizin kafasını biraz dağıtmaya ihtiyaç duyduğu aşikar fakat artık öyle bir zamana geldik ki kafamızı dağıtmak bile stres yaratır hale geldi. Bu durum özellikle de dar gelirli aileler üzerinde etkisini göstermeye başladı. Zira insanlar tüm yoğunluklarından artan vakitlerde dinlenmek ya da enerji depolayabilmek için eve kapanmak ve bir şeyleri kendileri hazırlamak yerine daha çok dışarıda vakit geçiriyordu. Ancak günümüzde fiyatların artması ile birlikte hayatımızda birçok şey değişmeye başladı.

YAŞAM STANDARDIMIZ DÜŞÜYOR!

İnsanların kazandıkları paralar her ne kadar birim fiyat olarak artsa da aynı oranda hatta belki artan maaş oranlarından daha fazlası ile giderlerde de artış yaşanıyor. Kişisel zevke dayalı olarak üretilen tüketim grubu ürünleri bir kenara temel ihtiyaç grubu içerisinde yer alan ürünlerde de oldukça yüksek fiyat artışları yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Dolayısıyla insanlar standartlarını her ne kadar düşürmek istemese de birtakım davranış biçimini değiştirmek zorunda kalıyor.

Anlatmak ve konuşmak istediğim konuyu netleştirebilmek için birkaç örnek vermek istiyorum. Örneğin sıkça yaptığımız ve yapmaktan genel olarak hepimizin keyif aldığı arkadaş buluşmaları yavaş yavaş dışarıda değil evde planlanmaya başladı. “Bugün de dışarıda yemek yiyelim” diyerek hiç hesaplama yapmadan dilediğimiz gibi plan yapabilirken geldiğimiz noktada “Ödeyeceğim ücrete değecek mi?” diye düşünerek dışarıda yeme-içme alışkanlığımızdan feragat etmeye başladık. Bazen de biraz eğlenelim, bir iki kadeh yudumlayalım derken birçok insan artık alkolünü bile evinde yapmaya başladı. Öyle ki bu konuda ustalaşmaya bile başladılar. Geçtiğimiz haftalarda bir arkadaşım evinde yaptığı şaraptan hediye ederek “Tadım zamanı geldiğinde sana söyleyeceğim. Bana fikirlerini dürüstçe söyle lütfen, eksikleri birlikte tespit edelim” dedi. Pandemi döneminin başlarında her yerde evinde ekmek yapan insanları görürken şu an evinde alkol üreten kişileri görür olduk.

Hayatımızda değişmeye başlayan o kadar çok alışkanlık var ki. Aslında bakarsanız bunlara alışkanlık demek doğru mu bilemiyorum. Değişmeye başlayan ya da değiştirmek zorunda kaldığımız şeyler hepimizin yapmakta hak sahibi olduğu ve feragat etmemizin söz konusu bile olmadığı en temel ihtiyaçlardan. Tüm yıl çalışıp bazılarımızın 15 gün bazılarımızın daha fazla da olsa dinlenmek için gittiği tatiller bile artık düşünülmeye başlandı ya da “Kısa da olsa güzel bir tatil yapabilmem için tüm yıl bazı şeylerden fedakarlık yaparak para biriktirmem gerekiyor” demeye başladık. Kendi adıma burada bahsettiklerim ve bunlar gibi ihtiyaçlarımızı yapabilmemiz için herhangi bir şeyden feragat etmememiz gerektiğine inanıyorum, belki ufak fedakarlıklar da bulunabiliriz ama bir şeyi yapmak için diğerinden vazgeçmek benim fikrime göre yanlış zira burada bahsettiklerim lüks ihtiyaçlar değil. Kısaca; “Her seçiş bir vazgeçiş” olmamalı!

Önceki Blog Yazılarım İçin Buraya Tıkla!